6 Mayıs 2011

MUTSUZLUK

Mutsuzluk insanların kanına farklı şekillerde girer.Öyle dış etkenlerle karşı karşıya kalırsınız ki mutsuzluk kaçınılmaz olur.Kader sizi rahat bırakmaz.Bundan muzdarip insanlar hayatlarını nedensiz bedeller ödeyerek geçirirler.

Bir de neden mutsuz oldukları belli olmayan rahatsız tipler vardır.Hayat standartları fena değildir.Akıllı diye adlandırılırlar ama para kazanma yetenekleri zayıftır.

Cehalet mutluluktur mottosu doğrudur.Çünkü insan doğası sürekli deneyimleme üzerine kurulmuştur.Ruhu ayakta tutan sürekli yenilenmedir.Rutinin güvenilirliği insanların kendilerini korumak için sığındıkları bir limandır. Oysa ruhlarını günden güne öldürür.Okuyan, gezen, farkeden insanlar bunu bilirler ve aksi için çaba gösterirler.Deneyimlendirdikleri şeyler günbe gün artar.Hatta bazıları mikro ölçekten makro ölçeğe geçerler.Dağarcıklarını doldurdukça yükselirler ve çevrelerini en yüksekten görürler.Sokakta gezen biri köşeden çıkan bir baloncuyu görüp şaşırırken yükselen arkadaş onu saatler önce görmüştür ve zamanla sıkılarak izlemeyi bırakmıştır.Sokaktaki kişinin de deneyimleme süreci aslında uçanla aynıdır.Fakat sokaktaki, deneyimleme sürecini bilinçli olarak asla içselleştiremez ve tekrar tekrar yaşasa da her deneyimi ilk gibi olur ve geçicidir.Bu algısal eksiklik onun yükselmesini engeller.Uçan adam film seyrederken aktörün rol yapma ustalığına kilitlenirken sokaktaki adam sahnenin soyut gerçekliğine sığınır.Bu akıl almaz gerçeklik algısı uçan adamı hissizleştirir.Çünkü her bilinmezi bir varoluş sebebine dayandırma yeteneği kazanmıştır.Bu onu hissizleştirip derin bir mutsuzluğa sürükler.Çünkü yeni deneyimleme süreçlerine girmekte zorlanmaya başlar.Mutsuzluğunun temel kaynağı hep uçabilmesi hem de hep aynı yükseklikte kalmasıdır.Çünkü bileğinden yeryüzüne bağlıdır.İçi ağzına kadar helyum gazıyla doludur ama iplerinden kurtulamaz.Yeryüzünde bağlandığı yer ise işidir.Ayakta kalmak için çalışmalıdır.Bedeni onun hapisanesidir.Onun ihiyaçları ve gerçeklik onu yok eder.Deneyimlemeye alışmış bünyesi artık hayatının kısıtlanması yüzünden tıkanmaya başlar.Çevresindeki şeyler görünmez olur ve boşlukta sürüklenir.
Herşeyden sıkılır.
En korkuncu da bu sıkıntısı ve mutsuzluğu alışkanlık haline gelir.

4 yorum:

  1. Adsız1:31 ÖS

    Yazilariniz pek bi afili..:)kaleminize saglik..

    Insanlarin mutluluklariyla kendi aralarindaki en buyuk engel kafalarindaki 'mutluluk'tarifidir. Ufak seylerden mutlu olamiyor insanoglu...

    ...
    Dostoyevski ne guzel demis; "mutlu olmadigini bilmedigi icin mutsuzdur"diye..



    ...
    Bazen dusunuyorum ciddi ciddi; Acaba biz insanlarin beyninde bir mutsuzluk aliskanligi merkezi mi var?..olabilir..

    ...
    Ben yine de diyorum ki; af dilemeli mutsuzluk ugramadigi her an icin, bu cirkin insanoglundan!. Belki mesut olurlar.kim bilir?. :)

    YanıtlaSil
  2. özgü bengi4:49 ÖÖ

    yükselen kişiyi yeryüzüne bağlayan, belki iştir belki başka birşey..?? kopmasın bu bağ! hatta bazen bu bağa tutuna tutuna aşağıya inip yukarıdan göremediği detayları görsün..5/1 mesela..burada da başka bir boyuta şahit olsun..sonra 1/1 ölçeye dönsün.. oradan takrar yukarıya..yükselmek güzeldir ama hep aynı yerde yüksekte durmak da rutine dönebilir..belki sıkıntının nedeni budur??? bilmiyorum???

    YanıtlaSil
  3. özgü bengi4:51 ÖÖ

    yükselen kişiyi yeryüzüne bağlayan, belki iştir belki başka birşey..?? kopmasın bu bağ! hatta bazen bu bağa tutuna tutuna aşağıya inip yukarıdan göremediği detayları görsün..5/1 mesela..burada da başka bir boyuta şahit olsun..sonra 1/1 ölçeğe dönsün.. oradan takrar yukarıya..yükselmek güzeldir ama hep aynı yerde yüksekte durmak da rutine dönebilir..belki sıkıntının nedeni budur??? bilmiyorum???

    YanıtlaSil
  4. Adsız6:38 ÖÖ

    Bir rastlantı sonucu bu yazınızı okudum. Yazınızdaki o mutsuz sıfatının üzerime fazla yapıştığını düşünüyorum. Uzun yazmak da istemiyorum; kendime farklı bir pencereden bakmama yardımcı olduğunuz için teşekkür etmek ve bir kişinin daha blogunuzu takip etmeye başladığını bildirmek istedim sadece. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil