Nip-tuck CNBC-E de yayınlanan bir dizi...İzleyenler vardır...2 estetik cerrah var...Genellikle tek sorunları güzel olmak olan insanları güzelleştiriyorlar...Arada reklam amacıyla hayır işleri de yapıyorlar...Ama bu işler genellikle manevi bir hal alıyor...Mesleklerini, hastalarını ve yaşamlarını sorgulayıp duruyorlar...Sonra mesleğimizi düşündüm...Kime hizmet ettiğimizi ve doğru dürüst para kazanamadığımız gibi aslında topluma topluiğnesi başı kadar faydamız olmadığını...Ya rantcı müteahhitlere yada artık onbeşinci evini döşeten zengin vatandaşlarımıza hizmet ettiğimizi...İnsanlardan, mimarlara önyargılı bakmalarından hatta bilmemelerinden dolayı yakındığımızı düşündüm...Bizler insanların içine silikon doldurmaktan başka hiçbirşey yapmıyor ve bununla da övünüyoruz...Mimarın toplumdaki rolü köşe başlarında duran parlak yapılardır...Camlarına bakıp saçlarınızı düzeltebilirseniz ne ala...Hangi star mimarımız herhangi bir bölgenin iyileştirme projesinde yer almıştır?Mesleğiyle ilgili hangi hayır işinde bulunmuştur...Mimarlarımızın dışa açılmasından sözedilen ve övünülen bir forumda içerisi için neler yapılmıştır ında cevapları bulunabilir herhalde...Bildiğim için değil bilmediğim için soruyorum...Biz kime ve neye hizmet ediyoruz?Biz zenginlerin paralarını yüksek yaşam standartlarına ya da gelir getiren binalara dönüştürmek dışında övünülecek ne yapıyoruz?
Ben 25 yaşındayım..Bursa'dan geleli yaklaşık 8-9 ay oldu...Maaşlı çalışıyorum...Belli bir ekonomik ve mimari olgunluğa ulaştığımda içinde bulunduğum yerel yönetimler,vakıflar veya herhangi bir sivil toplum örgütüyle toplum yararına çalışmak isterim...Planlamacılarla ortak projeler geliştirmek isterim...Hatta minicik katkım olursa bile mutlu olurum...Ama şu anda ödemem gereken faturalarım ve ev kiram var ve para kazanmam lazım...Bana daha sıra gelmedi...Ama yok halkının sana ihtiyacı var gel Gence derlerse yardımcı olmaya çalışırım...Paristeki isyanların tek suçlusu le corbusier ilan edildi...Göçmenleri tecrit etmesi büyük bir hata olarak yorumlandı...Ama sonuçta onun bu kararı iyi yada kötü toplumları etkileyen bir karardı ve le corbusier taşın altına elini sokup sorumluluk almıştı...Kisho Kurokawa ,konferansında düşüncelerini net ve tane tane anlattı...Gidenler bilirler...İçinde bulunduğu toplum için neler yapabileceğini,yeni yaşayış biçimlerini,planlamalarını ayrıntılı bir biçimde ortaya koydu...Misal http://www.kisho.co.jp/page.php/197 .Konferans sırasında sorulara büyük bir nezaketle cevap verdi...Ama benim güzide ülkemin star mimarı konferansının ardından yapılarınızın 4 ünde aynı saçağı gördüm kendinizi tekrarlamaktan korkmuyor musunuz? diye sorunca korkuyoruz tabi ehe ehe deyip beni geçiştirdi...İşte benim asıl kızdığım nokta şu ki yurtdışına açılan mimarlar diye sorulunca tabiki x demek ve yanında çalıştığı için kasım kasım kasılmak kendini kandırmaktan başka bişey değil...Ben kimseye kurokawa yada corbusier olsun demiyorum.Bu adamlar birbirlerinin ardından dönem açıp dönem kapatmışlar.Ama toplum için verilen kararlarda, kentleşmede, yaşama şekillerinin biçimlenmesinde eğer mimarlarımız söz söylemezse kim söyleyecek...Toplum bu mimarlara pek farkında olmasa da ihtiyaç duyuyor...Bunun farkında olması gereken bizim mimarlarımız...Gelişen bir ülkede adı üzerinde mimarlar yapılanmaya yardımcı olmalı...Diğer konu ve asıl ana konu mimarlık hizmetinin türkiyedeki tanımı veya deformasyonu...Ben hala şunu savunuyorum ki övünülecek bir şey yapmıyoruz...Topluma bir faydamız yok.Ekonomik yapı bizi toplumun dışına itmiş...Sadece çok para kazanan insanlar olarak tanınıyoruz o kadar...Kısacası ayaklarınızı yerden kesen bu meslek, tombul ve puro içen bir bankerin sırtını dayadığı yastıktan farksız....
İnsanların para kazanmaya tabiki hakları var...Düşündüklerini somut şeylere dönüştürecek kadrolar da kurabilirler...Ama zalimlik olayı mimar,çalışanı,müdahale edebilecek durumda olanlar arasındaki vicdani bir olay...Çalışanlar arasında buna mecbur olduğuna inanan da var iyi mimar olmanın tek yolunun bu olduğuna da.Mesele bence bu insanlara bu gücü, bu etiketi yapıştıran bizlerin onların sorumluluklarını farkedememiz...Üzerine yapıştırılan etiketleri memnuniyetle kabul edip mütevazilik konusunda cimri olan bu insanların sorumluluklarını görmezden gelmeleri...Eğer türkiyenin en iyi mimarları olarak anılmak hoşlarına gidiyorsa ülkeyle ilgili söz söylemeli, fikirlerini ortaya koymalılar...Yapılanmada rolleri olmalı...Hatta devlete parasıyla proje bile üretebilirler...Star mimarlar bizim okulumuzda(uludağ) da inanılmaz boşluklar doldurdular...Ben bazılarından çok şeyler öğrendim...Ama bu topluma genel anlamda bir yarar getirmiyor...Bu boşluğu ihtiyaç duyulan organlar düzenlemeli ve tüm insiyatif serbest çalışanara bırakılmadan sadece nitelikli konuklar üniversitelere gelmeli...Ayrıca okullara gelmeleri kadro kurma konusunda onlara çok yararlı fikirler veriyor...Bürolarına eleman yetiştirip aralarından en olmuşlarını kanatlarının altına alıyorlar...İnsan kaynakları sorununa kökten bir çözüm getiriyorlar..Bu sistem kime daha yararlı siz düşünün...
Fikirlerin temelinde, kime değil nasıl hizmet edildiği vurgulanıyor sanırım.Yanılıyorsam düzeltin.Yani Acarkent villalarının mimari kalitesinin yüksek olması olayı meşrulaştırıyor mu?Ya da bir toplum eğitim merkezi yıkılıp yerine mimari adına yapılabilecek en müthiş alışveriş merkezi yapılsa hangisini daha çok seveceğiz.Yani mimarlık, yaptığımız işi en iyi şekilde yaptığımız da bizi tatmin mi etmeli?Yaptığımız şeyin niteliği mi önemli neye tercih edildiği mi?Ya da yarattığımız şeyin nasıl kullanıldığı bizi hiç ilgilendirmemeli mi?İnsanlar buna aldırmayabilirler.Ama bunlara aldırılmayan bir ortamda yapının cephesinin alüminyum veya taş kaplama olmasının da bir önemi yoktur.Hele ki zeminde temizlenmesi gereken bir ton çamur varken.İnsanlar buna aldırmayabilirler.O zaman mimarlık türkiyede neden bu halde,neden bizi kimse tanımıyor,neden bu kadar elit iken yönetimlerde olumlu yönde bir ağırlığımız yok diye hayıflanmayalım.Ya da ben mimarım,mimarca düşünür mimarca gözlemlerim diye böbürlenmeye de gerek yok.Gözlem yeteneğimiz olsa içinde yaşadığımız topluma sırt çevirme aptallığını göstermeyiz.Ben aldırmamazlığa değil yakınmalara ve yaratılan yalancı toplumlar üstülüğe kızıyorum.Ve ben soruyorum biz mimarlar gerçek olan topluma nasıl hizmet edebiliriz?Gerçekten fikirleri merak ediyor ve bir çıkış noktası arıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder